Ana içeriğe atla

Nicaea'ya Doğru

İznik'te Bir Öğleden Sonrası

    5 Eylül 2021 günü serin bir sonbahar sabahına 'Bugün etrafa bir göz atayım' diyerek uyandım. Hava kapanmış, yağmur yağdı yağacak ama olsundu. Tripodumu, fotoğraf makinemi alıp düştüm yola, Eis ten Nikaion. Eski Yunan dilinde 'Nikaia'ya Doğru' demekmiş. Belediye'ye ait web sitesinden öğrendiğim kadarıyla. Bursa merkezinin kuzey doğusunda kalan kalan kentin şehir merkezine uzaklığı ise yaklaşık 80 kilometre. 40-50 dakikalık bir yolculuğun ardından İznik'e yaklaştığımı anladığım sırada şehre yaklaşık 5-10 dakika mesafede olan tepeyi aşınca bir hediye paketi açmış hissine kapılacağınız o manzarayla karşılaştım. İznik gölü ve kıyısında sakince sonbahara hazırlanan İznik. Çok eski bir yerleşim yeri olan bu topraklar halen cazibesini yitirmemiş gibi. 


Yenişehir kapı

Tarihin Üzeri Tarihle Örtülü Gibi

    Milattan önce 2500 yıllarına tarihlenen toplu yerleşimleri olan bölge daha sonra insanlar tarafından yurt edinilip büyümüş. Makedonya İmparatoru 3. Alexandros yani bilinen adıyla Büyük İskender zamanında, Ona bağlı Generallerden biri , Antigonos hanedan'ının ilk hükümdarı olan I. Antigonos Monophtalmos tarafından Antigoneia ismini almış ve Büyük İskender ölünce bölgeyi  İskender'in güçlü bir valisi olan Lysimakhos ele geçirip şehre karısının da ismi olan Nikea adını vermiş.  Eski şehrin duvar ve kapı kalıntıları halen ayakta duruyor.  Yenişehir kapı tarafından kente girip başlıyorum yürümeye. 


    Şehrin ortasından geçen bu kendi halinde küçük iş yerleri ve kahvehaneleri olan cadde bana çok tanıdık geldi.  Nereden tanıdık geldiğini sonradan hatırlayamadığım bu yoldan yürüyerek halen kazı çalışmaları devam eden Roma tiyatrosunu buldum. Etrafını telle çevirmişler, şimdilik giriş yapılamıyor. Bir çok medeniyet neden buraya bu kadar ehemmiyet verip uğraşmış bilmiyorum ama her gelen buraya kendinden bir şeyler katmaya çalışmış gibi. Yunan, Makedon, Roma, Selçuklu, Osmanlı... 

2.Murat Hamamı
Yunan mitolojisinde de yeri olan şehir daha sonra Bitinya Krallığının başkenti olmuş ve Roma imparatorluğu içinde önemli bir şehir olarak gelişimine devam etmiş. Roma tiyatrosu etrafından dolanıp aynı caddeye çıkıp 2.Murat hamamının olduğu sokağa giriyorum. 15. yüzyılda yapılan hamamın günümüzde sadece erkekler bölümünün faal olduğunu öğrendim. 




İznik sokaklarından.


Çini Denince...

    Hamamın doğusuna doğru aynı sokak üzerinde yürümeye devam edip şimdilerde çini ürünlerin satıldığı küçük atölyelerin olduğu, güzel ve küçük bir avlusu olan Süleyman Paşa Medresesine ve çinilere göz gezdiriyorum. Genel olarak süsleme amacıyla yapılmış bir çok hediyelik eşya mevcut. Şehrin tarihiyle ilgili internette bir çok kaynak var ve  tarih severler bunları okumalı. Şehir Anadolu Selçukluları ve Bizans arasında da el değiştirmiş bir kaç kez. Daha sonra Osmanlılar tarafından alınmış ve bu dönemde sanat ve kültür alanında başı çeken şehirlerden biri olmuş.  Çiniciliğin öncülerinden olan İznik'in bir çok yerinde bu işle ilgili sanat atölyeleri bulunuyor. Bazı atölyeler ise çini ürün alan müşterilere çinilerini boyama imkanı da veriyor. Her ne kadar sanat atölyeleri faaliyet gösterse de kent insanının geçim kaynağı tarımsal ürünler. Oradan çıkıp Doğuya doğru yürümeye devam ediyorum. Bir süre sonra uzunca bir duvar karşılıyor beni. Kuzeye doğru duvarı takip ederek yürüyünce Lefke kapısını da barındıran İznik kalesinin girişi beliriyor önümde. Açılan bulutlardan sızan güneş ışıkları surların üzerinde içinde tarih biriken oyuklara girerek geçmişi yeniden canlandırmaya çalışıyor. Bu sakin ve tarihi şehirde yaşama isteği doğuyor içimde. Kalenin önünden kent merkezine doğru uzanan yola çeviriyorum yolumu. Caddenin ismi kılıçaslan caddesiymiş sonradan öğreniyorum. Bir müddet yürüdükten sonra sol tarafta Nilüfer Hatun Çini Çarşısı bulunuyor. Bu çarşının karşısındaki ara İznik Kent Müzesi, Şeyh Kutbuddin Cami ve Yeşil Cami'yi içine alan geniş bir meydana açılıyor. Bu meydanda durup biraz tadını çıkarıyorum. Böyle geniş alanları her zaman sevmişimdir.



Süleyman Paşa Medresesi

Çini Sanatı


Senato Sarayı

    Meydandan sola dönüp Eşrefoğlu Rumi Cami ve Hacı Özbek Camilerini gördükten sonra aynı caddeye çıkıp 1. İznik Konsili'nin toplandığı söylenen yerlerden biri olan İznik Ayasofya'sına doğru yürüyorum. Halen faal olarak Orhan adıyla Cami olarak kullanılan bu yerde bir zamanlar Hristiyanlık için önemli kararlar alınmış. Caminin hemen önünde her Anadolu kentinde görmeye alışık olduğumuz saat kulesi ve Caminin duvarının yanında İznik'te yaşayan ressamların resimlerini sergilediği ve sattığı küçük bir alan bulunuyor. Bacaklarım yorulmaya başladığımın sinyallerini veriyor ama Göl kıyısını da görmeden gitmemek için Göl kapıya doğru yürüyüp Sahil şeridinde bir yürüyüşe başlıyorum. Burası çok büyük bir mesire alanı gibi. Tamamen düzenlenmiş ve bakımlı değil ama yine de dinlenebilmek için yer bulmak zor değil. Göl kıyısında yakın geçmişte bir Bazilika keşfedilmiş ancak bu eski yapı zamanla göl suları altında kaldığı için etrafını telle çevirerek muhafaza altına almışlar. Umarım yakın zamanda çalışmalar biter de daha detaylı tecrübe etme imkanımız olur. Yine göl kıyısında bulunan bir tabela mevcut 'Senato Sarayı' yazan. Bazı söylentilere göre 1. Konsil'in burada toplanmış ancak Senato sarayının da oralarda olduğu henüz netlik kazanmamış. Nihayetinde tarihin üzerine kurulu bir kent İznik. Kim bilir bilmem kaç bin yıl sonra belki bizim ayak izlerimiz de başka medeniyetler için merak konusu olur. İznik'e doyamadan ayrılıyorum güneş İznik gölü üzerinden batarken. Bir dahaki sefere birkaç yerden okuduğum müşküle üzümünün peşine düşeceğim.



Yeşil Cami



İznik Gölü


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yağmurlu Birkaç Gün

    Yol İnsanı Terbiye Eder  Geyve-Bolu Arasında Bir Yer      Eylül'ün son günü saat sabahın beşi. Yağmur geceden başlamış, ziyanı yok. Meteorolojiyi umursamadan Bursa'dan koyuluyorum. Rotamı ve konaklamalarımı birkaç gün evvelinden belirlediğimden güzergahı hiç değiştirmeden, İznik üzerinden Bolu istikametine sürüyorum motorlu taşıtlar vergisini. Yağmur gittikçe şiddetini artırıyor. İznik'i geçip Adapazarı yoluna düşüp kara bulutların gölgeleri artık görünür olmaya başladığında yol üzerindeki sağlı sollu serpiştirilmiş köylerin kimi eski kimisi de artık terk edilmiş evleri, ahırları ve depoları yolcuları ürkütmeye çalışan bir siluet haline gelmişti. Böyle binaları izlemek bana sebebini bilmediğim tarifsiz bir keyif veriyor. Pamukova civarına geldiğimde artık kızıl ışıklar gökyüzünü kaplamıştı. Geyve istikametindeki yüksek tepelerin aralarından akıp giden sis bulutları içinde bir yükselip bir kaybolan rüzgar türbinleri yolcuları selamlıyor. Ardından Geyve'y...

Where is Etihiopia?

Bize gelişi buysa demek ki! Birçok kişinin severek içtiği, içmeden duramadığı, duraksamadan içemediği, içemeden.. -her neyse- kahvenin nereden geldiğini bir kaç yıl önce öğrendiğimde, zaten adımımı atmadığım, sağda solda mantar gibi biten meşhur yemen kahvecilerinin yemenliliklerinden bir kez daha şüphe duydum. Ana vatanı Etiyopya olan kahve ile Türkler'in tanışması Osmanlıların Yemen'i almasıyla gerçekleşmiş. Tabi bizden sonra da Avrupalılar tanışmış. Şimdi dünya üzerinde gitmediği yer kalmayan kahvenin tiryakisi olmasam da değişik bir şeyler içmiş olmak için arada içiyorum.  Varsayılan kırk yıllık hatır süresi kahvenin türüne göre değişiklik gösteriyor mudur acaba? Oturup kahve içme imkanımız olsa da aklımıza gelmediğinden kahve içmediğimiz yakın dostlarımızla bu samimiyeti sürdürebilmek için bu ritüeli gerçekleştirmek şart mı? 3 yıl olmuştur her halde bu fotoğrafı çekeli. Dondurmalı kadayıftan sonra Kahve! Kahvenin sıradan bir fotoğrafı. Rengini k...

Yeniden İznik

İznik'e Doğru-2       Temmuz ayının tam ortası. Sıcaktan uyuyamadığım bir gecenin sabahında hafifçe bir uyuklamadan sonra uyanır uyanmaz "Nereye?" diye soruyorum kendime. Epey zaman sonra işten güçten fırsat bulup gidemediğim İznik geliyor aklıma ve 'is Nicaea' diyorum. 2023 yılının Ocak ayında açılan yeni İznik Müzesini ve yine 2023 yılında ziyarete açılan antik Roma Tiyatrosunu görmeyi istiyorum.  İlk gelişimde henüz restorasyonu tamamlanmamış olan tiyatronun açılmadan önceki haliyle karşılaştığımda içine girip ziyaret edememenin hayal kırıklığını böylece üzerimden atacaktım.     Öğle saatlerine doğru çantamı hazırlayıp ikinci İznik yolculuğuma başlıyorum. Yaklaşık 40 dakika sonra İznik'e vardığımda Yenişehir kapıdan içeri girince hemen sağda şehrin girişine kurulmuş müze, surların ardından yükseliveriyor gözünüzün önünde. Otopark sorunu yok gibi. En azından şimdilik. Girişler Müze Kart ile yapılmakta. Müzede Neolitik dönemden Osmanlı dönemine kadar İzni...