Kayıtlar

Yağmurlu Birkaç Gün

Resim
    Yol İnsanı Terbiye Eder  Geyve-Bolu Arasında Bir Yer      Eylül'ün son günü saat sabahın beşi. Yağmur geceden başlamış, ziyanı yok. Meteorolojiyi umursamadan Bursa'dan koyuluyorum. Rotamı ve konaklamalarımı birkaç gün evvelinden belirlediğimden güzergahı hiç değiştirmeden, İznik üzerinden Bolu istikametine sürüyorum motorlu taşıtlar vergisini. Yağmur gittikçe şiddetini artırıyor. İznik'i geçip Adapazarı yoluna düşüp kara bulutların gölgeleri artık görünür olmaya başladığında yol üzerindeki sağlı sollu serpiştirilmiş köylerin kimi eski kimisi de artık terk edilmiş evleri, ahırları ve depoları yolcuları ürkütmeye çalışan bir siluet haline gelmişti. Böyle binaları izlemek bana sebebini bilmediğim tarifsiz bir keyif veriyor. Pamukova civarına geldiğimde artık kızıl ışıklar gökyüzünü kaplamıştı. Geyve istikametindeki yüksek tepelerin aralarından akıp giden sis bulutları içinde bir yükselip bir kaybolan rüzgar türbinleri yolcuları selamlıyor. Ardından Geyve'ye, Sakarya ır

Yeniden İznik

Resim
İznik'e Doğru-2       Temmuz ayının tam ortası. Sıcaktan uyuyamadığım bir gecenin sabahında hafifçe bir uyuklamadan sonra uyanır uyanmaz "Nereye?" diye soruyorum kendime. Epey zaman sonra işten güçten fırsat bulup gidemediğim İznik geliyor aklıma ve 'is Nicaea' diyorum. 2023 yılının Ocak ayında açılan yeni İznik Müzesini ve yine 2023 yılında ziyarete açılan antik Roma Tiyatrosunu görmeyi istiyorum.  İlk gelişimde henüz restorasyonu tamamlanmamış olan tiyatronun açılmadan önceki haliyle karşılaştığımda içine girip ziyaret edememenin hayal kırıklığını böylece üzerimden atacaktım.     Öğle saatlerine doğru çantamı hazırlayıp ikinci İznik yolculuğuma başlıyorum. Yaklaşık 40 dakika sonra İznik'e vardığımda Yenişehir kapıdan içeri girince hemen sağda şehrin girişine kurulmuş müze, surların ardından yükseliveriyor gözünüzün önünde. Otopark sorunu yok gibi. En azından şimdilik. Girişler Müze Kart ile yapılmakta. Müzede Neolitik dönemden Osmanlı dönemine kadar İznik v

Scrikss 419 Üzerine

Resim
1966 yılında Türkiye'deki ilk modeli olan 17 serisini üretimesinin üzerinden epey bir zaman sonra markanın 419 modeli, dolma kalem hobisine yeni başlamış olan bendeniz ile buluşmustu. Vidalı kapak, akrilik reçine malzemeden yapılması, piston dolum sistemi ve altin rengi trimleri çok hoşuma gitse de, ilk baştaki yazılarımdan diğer başlangıç dolma kalemlerimden farklı bir tat alamamış gibiydim. Beni şimdilik tatmin eden iki yönü vardı. Bunlar pistonlu dolum sistemine sahip olması ve haznesinin kartuşlu kalemlerime göre fazla mürekkep almasıydı. Bu sebepten uzun süreli kullanım sağlıyordu. Elimdeki az sayıda kalemden tek pistonlu kalem olması sebebiyle de neredeyse tüm yazılarımı bu kalemle yazdım. Zamanla altın rengi trimlerde renk atması meydana geldi ancak soyulma şeklinde değil renk değişimi şeklinde gerçekleşti ve gözüme rahatsız edici gelmedi. Daha sonra pratik çek çıkar kapaklı kalemlerimin kapakları su koyuvermeye başlayınca vidalı kapağı da hoşuma gitmeye başladı.

İzmir'de Bir Gün

Resim
İzmir'e Doğru      2022 Yılını yazmadan kapattım. 2023'e yazarak başlamak istiyorum. Eylül-Ekim ayları gevşer fren yayları diyerek 23 Eylül sabahı saat 4 sularında atlayıp arabama ve epeydir görmek isteyip fırsat bulamadığım Efes Antik kentini görmeye, İzmir'e doğru sürüyorum. Sonbaharın serin geçen gecesinde Bursa'dan çıkarken sisten karanlık bile neredeyse görünmeyecek hale gelmişti. Yolun sessizliğinin uykumu getirdiğini anladığımda Dücane CÜNDİOĞLU ve Ahmet ARSLAN hocanın daha önce TV'de yayınlanmış programlarını açıp yol boyunca dinliyorum. Felsefe dinlemek bana keşfedilmiş güzelliklerin sergisi gibi geliyor. Balıkesir civarlarında gün ağarıp dikiz aynamda gün doğumu belirince, arada bir aynadan bu güzel manzaraya bakıp, sanki güneşi sırtıma yüklemiş gibi Ege'ye giriyorum bilmediğim kasabaların yanından. Erken kalkmak zorunda olanların uzaktan duyduğu yabancı bir otomobil uğultusundan başka bir şey değilim o vakitlerde.  Efes'e Varınca     Nihayet İzmir