1966 yılında Türkiye'deki ilk modeli olan 17 serisini üretimesinin üzerinden epey bir zaman sonra markanın 419 modeli, dolma kalem hobisine yeni başlamış olan bendeniz ile buluşmustu. Vidalı kapak, akrilik reçine malzemeden yapılması, piston dolum sistemi ve altin rengi trimleri çok hoşuma gitse de, ilk baştaki yazılarımdan diğer başlangıç dolma kalemlerimden farklı bir tat alamamış gibiydim. Beni şimdilik tatmin eden iki yönü vardı. Bunlar pistonlu dolum sistemine sahip olması ve haznesinin kartuşlu kalemlerime göre fazla mürekkep almasıydı. Bu sebepten uzun süreli kullanım sağlıyordu. Elimdeki az sayıda kalemden tek pistonlu kalem olması sebebiyle de neredeyse tüm yazılarımı bu kalemle yazdım. Zamanla altın rengi trimlerde renk atması meydana geldi ancak soyulma şeklinde değil renk değişimi şeklinde gerçekleşti ve gözüme rahatsız edici gelmedi. Daha sonra pratik çek çıkar kapaklı kalemlerimin kapakları su koyuvermeye başlayınca vidalı kapağı da hoşuma gitmeye başladı. Yaklaşık bir yıl sonra kalemin eskiye nazaran istediğime yakın akışkanlıkta ve daha yumuşak yazmaya başladığını fark ettim -belki de bana yumuşamış gibi geldi-. Dolma kalemle ilgili blogları araştırırkem okuduğum bir yazıyı hatırladim hemen. Uzun süre kullanılan kalemlerin uçları sahibinin yazım tarzına göre deformasyona uğrayıp şekilleniyormuş. Belki benim 419'umda da aynısı olmuştu. Sonra Scrikss kalemler konusunda tecrübelerimi artırmak için Sosyal medya gruplarında sıkça duyduğum 33 modelini edindim -almaz olaydım- ve Scrikss'e bakışım değişti. Yazdığı zaman mürekkebi oluk oluk kağıda boşaltan, yazmadığında ise dakikalarca kağıdın orasına burasına sürtmekten perişan olduğum bir kalemdi. Garanti merkezine bakım ve onarım için göndermem de işe yaramayınca kalemi bir kenara bıraktım. Bu yüzden 419'dan başka Scrikss almaya çekiniyorum - muhtemelen yine de daha sonra başka modellerini alıp deneyeceğim-. Nihayetinde benim açımdan denenmiş ve onaylanmıştı. Daha sonra bu kalemi alan arkadaşlara sorduğumda da kalemi kullanırken sorun yaşamadıklarını duydum. Şu ana kadar günlük en çok kullandığım kalem bu oldu. Başlangıç kalemi soranlara da hiç çekinmeden şakkadanak bu kalemi önerebiliyorum. Pelikan 4001 mürekkep ile her türlü arazi şartlarında yazıyor diyebilirim. Fiyat/Performans açısından elimdeki kalemler içinde sanırım 2. sırada olabilir. 1.si çok beğendiğim Pelikan M205.
NOT: Kalem dolu bir şekilde uçağa binmedim. Kalem boşken de binmedim.
Yorumlar
Yorum Gönder