Ana içeriğe atla

Alaşehir'e Kısa bir ziyaret







alaşehir kütüphanesi
Alaşehir Kütüphanesi
 20 aralık 2019 sabahı Çanakkale'den İzmir istikametine yola çıktım önceki günün yorgunluğunu otobüste uyuyarak geçirmeye çalıştım öğle vakti İzmir'e ulaşmıştım hemen Alaşehir'e gitsem akşam olacak,kimseyle görüşemeyecektik. Bir akrabamda kalmaya karar verdim. Ertesi sabah 8:00 de İzmir otogarından 2 saat süren yolculuktan sonra Alaşehir'e ulaştım.Doğduğum şehir. Üzüm diyarı. İnsan bir değişik oluyor. Philedephia antik adıyla tanınan şehrin adı kurucusu Bergama kralı I. Attalos Philedelphos'tan geliyor ve havari St.john kilisesini barındırıyor . Ara ara kiliseye otobüsle kafileler halinde turistlerin geldiğini görebilirsiniz. Bizans döneminde önemli bir askeri üs olan şehir sağlam surlarla korunmuş. eski yerleşim yerlerinin sınırlarında hala ayakta kalan taştan surlar mevcut. Osmanlı yönetimine ise 1389 yılında Yıldırım Bayezit'in şehri almasıyla geçiyor. İsmini Yıldırım Bayezit'ten alan Cami tam kilisenin karşısında duruyor. Kazdağları'nın çevresindeki bir çok yörenin kendine mal ettiği meşhur Sarıkız efsanesini de unutmamak lazım. Çeşitli kaynaklarda birbirine çok benzer anlatımları olan bu efsanede Üzerine atılan iftiralardan Kazdağlarına kaçan Sarıkız, dağların zirvesinde yolunu kaybetmiş yolculara yardım eder. Bu söylentiler etrafta yayılınca babası kızının hasretine dayanamayıp onun yanına gider ve su ister. Sarıkız ise dağdan uzattığı eliyle denizden aldığı suyu babasına verir. Böylece herkes ona ermiş demeye başlamıştır. Alaşehir'in içinden geçen Sarısu çayı işte bu Sarıkızın öldüğü yerden çıktığına inanılır. Bu kaynak doğal maden suyu kaynağıdır. Sarıkız maden suyu üretimi de bu çay üzerine kurulan işletmede gerçekleşir. Doğal haliyle içmek isteyenler için de yine bu fabrikanın önünde bulunan çeşmeden yıllardır akmaktadır.  Milli mücadelede de önemli bir yeri olan Alaşehir, Kendi insanında var olan vatan sevgisi ve bağımsızlık tutkusuyla hareket etmiştir. 1919 yılında düzenlenen Alaşehir kongresinde ise Milli Kuvvetlerin Mali ve İdari yönetimi ele alınmıştır. Bu arada Alaşehir kongresinin binasının nerede olduğuyla ilgili bilgim yok. Servisle şehir merkezine geçip lise arkadaşlarımla buluşmayı beklerken bir-iki fotoğraf çekeyim dedim. 10-15 dk sonra beklenen buluşma gerçekleşti. Kahvaltıydı kahveydi derken muhabbete daldık iyice.Konuşacak çok şey birikmiş olsa gerek saatler çabucak geçti. Hava kararmaya başlarken onlardan ayrılma vaktim geldi.Bunu hiç istemiyordum. Eskiden hep gittiğimiz bir kahvehane vardı. Gittim biraz oturdum burada tabi yol üzerinde biraz fotoğraf çekmeyi unutmadım. Çocukluk arkadaşımı da görecektim. Onu beklerken her zaman olduğu gibi limonlu maden suyu... Sonra Çarşı dediğimiz merkezini sevgi yolu oluşturan bölgede eskiden olduğu gibi bir aşağı bir yukarı. Hiç bir şey değişmemişti yüzlerden başka. Eskiden tanıdık gelen insanlar şimdi öyle değildi. 

Alaşehir belediye


Kaynakça: Alaşehir belediyesi web sitesi


Atatürk heykeli
Meydandaki Atatürk heykeli
 Not:  Bu yazıyı yazarken şehrin en eski yapılarından biri olan ve şehrin kurtuluş gününün ismini alan Beş eylül Okulunun fotoğrafını da atayım dedim ama arşivde bulamadım.

Limonlu maden
Bunlar da masa-sandalye

Sarısu Çayı
st. john kilisesi
St. John Kilisesi
Sevgi yolu




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yağmurlu Birkaç Gün

    Yol İnsanı Terbiye Eder  Geyve-Bolu Arasında Bir Yer      Eylül'ün son günü saat sabahın beşi. Yağmur geceden başlamış, ziyanı yok. Meteorolojiyi umursamadan Bursa'dan koyuluyorum. Rotamı ve konaklamalarımı birkaç gün evvelinden belirlediğimden güzergahı hiç değiştirmeden, İznik üzerinden Bolu istikametine sürüyorum motorlu taşıtlar vergisini. Yağmur gittikçe şiddetini artırıyor. İznik'i geçip Adapazarı yoluna düşüp kara bulutların gölgeleri artık görünür olmaya başladığında yol üzerindeki sağlı sollu serpiştirilmiş köylerin kimi eski kimisi de artık terk edilmiş evleri, ahırları ve depoları yolcuları ürkütmeye çalışan bir siluet haline gelmişti. Böyle binaları izlemek bana sebebini bilmediğim tarifsiz bir keyif veriyor. Pamukova civarına geldiğimde artık kızıl ışıklar gökyüzünü kaplamıştı. Geyve istikametindeki yüksek tepelerin aralarından akıp giden sis bulutları içinde bir yükselip bir kaybolan rüzgar türbinleri yolcuları selamlıyor. Ardından Geyve'y...

Where is Etihiopia?

Bize gelişi buysa demek ki! Birçok kişinin severek içtiği, içmeden duramadığı, duraksamadan içemediği, içemeden.. -her neyse- kahvenin nereden geldiğini bir kaç yıl önce öğrendiğimde, zaten adımımı atmadığım, sağda solda mantar gibi biten meşhur yemen kahvecilerinin yemenliliklerinden bir kez daha şüphe duydum. Ana vatanı Etiyopya olan kahve ile Türkler'in tanışması Osmanlıların Yemen'i almasıyla gerçekleşmiş. Tabi bizden sonra da Avrupalılar tanışmış. Şimdi dünya üzerinde gitmediği yer kalmayan kahvenin tiryakisi olmasam da değişik bir şeyler içmiş olmak için arada içiyorum.  Varsayılan kırk yıllık hatır süresi kahvenin türüne göre değişiklik gösteriyor mudur acaba? Oturup kahve içme imkanımız olsa da aklımıza gelmediğinden kahve içmediğimiz yakın dostlarımızla bu samimiyeti sürdürebilmek için bu ritüeli gerçekleştirmek şart mı? 3 yıl olmuştur her halde bu fotoğrafı çekeli. Dondurmalı kadayıftan sonra Kahve! Kahvenin sıradan bir fotoğrafı. Rengini k...

Yeniden İznik

İznik'e Doğru-2       Temmuz ayının tam ortası. Sıcaktan uyuyamadığım bir gecenin sabahında hafifçe bir uyuklamadan sonra uyanır uyanmaz "Nereye?" diye soruyorum kendime. Epey zaman sonra işten güçten fırsat bulup gidemediğim İznik geliyor aklıma ve 'is Nicaea' diyorum. 2023 yılının Ocak ayında açılan yeni İznik Müzesini ve yine 2023 yılında ziyarete açılan antik Roma Tiyatrosunu görmeyi istiyorum.  İlk gelişimde henüz restorasyonu tamamlanmamış olan tiyatronun açılmadan önceki haliyle karşılaştığımda içine girip ziyaret edememenin hayal kırıklığını böylece üzerimden atacaktım.     Öğle saatlerine doğru çantamı hazırlayıp ikinci İznik yolculuğuma başlıyorum. Yaklaşık 40 dakika sonra İznik'e vardığımda Yenişehir kapıdan içeri girince hemen sağda şehrin girişine kurulmuş müze, surların ardından yükseliveriyor gözünüzün önünde. Otopark sorunu yok gibi. En azından şimdilik. Girişler Müze Kart ile yapılmakta. Müzede Neolitik dönemden Osmanlı dönemine kadar İzni...