Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Arthur Schopenhauer

Şimdi Chopin Saati Müzisyen Chopin' den bir şeyler dinlerken Kitapla ilgili ne yazabilirim diye düşündüm. Var oldum tabi düşünme sürecindeyken . Ee hazır var olmuşum, neden yazmayayım? dedim. Alman Filozofu Arthur Schopenhauer'in Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar isimli kitabını okuyorum bu sıralar. Okudukça, ilgimi çeken bir anlatımı var kitabın (bazı yerlerini kavrayamasam da). Kitap okumayı seven arkadaşlara sürekli 'Çok ilginç şeyler anlatıyor, al oku! - Aldın mı? Al. Unutma bak.' diye ısrar ettim. Alırlar mı bilmem ama okuduğum şeyi başkası da okusun. O neler çıkardı kitaptan, ben neler çıkardım, bir görmek isterim her zaman. Kitabın içine koyduğum not kağıdına, şimdilik ilgimi çeken yerleri kaydediyorum. Bitince bu yazıya ekleme yaparak paylaşacağım.   -Ekleme- Paylaşacak olduğum yerleri sayfa sayfa not almıştım ama burada sayfa numaralarıyla uğraşmak yerine Yazarın bahsettiklerine dair aldığım notları paylaşmayı uygun gördüm. Bir kimse kendi içinde, zihninde ne...

Eskiye rağbet

Ne olmuş, ne de olmamış! Nasıldı şarkı? Analog kokarken sofralar... Öyle miydi? Evde bulduğum Smena marka eski sovyet yapımı bir analog fotoğraf makinesinin çalışıp çalışmadığını denemek için 36'lık pozlardan almıştım 3 ay önce. Rastgele deklanşöre basmaya başladım. Fırsat bulup da fotoğrafçıya verememiştim. Bursa'da bu işi yapan Profoto isimli bir yer buldum. 50 tl'ye yapıyorlarmış. Pahalı geldi biraz ama fotoğrafçı 'benden başka yapan yok, indirim de olmaz' deyince mecburen yaptırdım ama  Nihayet çektiklerim bu gün elime geçti. filmin bazı yerlerinde boşluklar oluşmuş. 'Belki de gece çekmeye çalıştıklarımdır', diye düşündüm. Eve gelip fotoğrafları incelediğimde fotoğraflarının bir çoğunun kaymış olduğunu gördüm. Aralarından iyi(!) bulduklarım da işte bunlar Bu işten anlayan birisi bu yazıya rastlarsa belki bununla ilgili bilgilendirebilir. 

İçimizdeki Şeytan

Hayata dair ne biliyoruz? Bizi tatmin etmeyen, kendimizi gerçekleştiremediğimiz ortamlardan kurtulma telaşımız anlamlı mı? Böyle ortamlardan kurtulma amacımıza uygun hareket ettikten sonra neden neden anlamsız olsun ki?  Kimileri için hoşça vakit geçirilen durumlar, başkaları tarafından alay konusu olduğunda, bu istek ve arzularımızın üzerini örter, gülünç duruma düşmemek için bütün bunlardan vazgeçebiliriz. Ne kötü. Nereden geliyor bu bir şey düşünürken, söylerken, dinlerken, yerken, izlerken başkalarının zevklerine uyup uymadığını kontrol etme ihtiyacı? Bizi sardığını farz ettiğimiz masumiyetimizin altında yine kendi dünyamızın günahkarlıklarının yükünü taşıyan bizleriz. Başkalarının bu günahlarını eşeleyip bulmaya çalışan, Bulduğumuzda hazine bulmuş gibi sevinen yine bizleriz. Yaşadıklarımız her ne kadar bizim hayatımızın gidişatıyla ilgili olsa da, başkaları tarafından kendi nazarlarındaki ahlak sınırlarına uymadığında, ne kadar ahlaksızca ve günah olduğunun saçmal...

Ağustos'ta Türk Başkadır

Hangi Ağustos Daha Sıcaktı?    Atatürk'ün tavsiye ettiği kitabın fotoğrafını buldum arşivi karıştırırken. Öğrendiğime göre Türkiye'de en çok satılan kitaplardan biriymiş zamanında Grigory Petrov'un 'Beyaz Zambaklar Ülkesinde' kitabı. Finlandiya'nın içinde bulundukları durumdan bu günlere nasıl geldiğiyle ilgili bilgi veren bir kitap. Böyle gelmiş böyle gidercilerin tam aksine bir şeyleri düzeltmek için çabalamanın, zamanla öyle düşünmeyenleri de bu rüzgarın içine alacağını gösteriyor bize.  Zafer ayı    Aslında bizim de mücadele konusunda alacağımız örneklerimiz var. Sağa sola değil kendi tarihimize bakarsak bunu görebiliriz. Ağustos ayı Türk tarihi için önemli bir yere sahip. İşte böyle sıcak bir yaz günü, 26 Ağustos 1071'de Malazgirt'te Sultan Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Diyojen karşı karşıya gelmiş, Selçuklular kendilerinden iki kat büyük olan Bizans ordusunu alt etmiş ve Diyojen esir düşmüştü. Bundan sonra Doğu Roma yıkılış sürecine...

Ayasofya'dan Sultan Ahmet

SULTAN AHMET'E BAKAN PENCERE Bu manzarayı ilk kez başka birinin telefonunda görmüştüm. Daha önce çok kez gitmeme rağmen üst kattaki pencerelerden dışarı doğru bakmamış, hep içeride göz gezdirmiştim. Sadece bu fotoğrafı çekmek için gittim sonrasında. Dünya'nın en mühim yapılarından birinin içinden diğeri, gökyüzüyle birleşirken işte böyle görünüyor.  Avrupalıların içindeki mavi yoğunluktaki İznik çinileri nedeniyle 'Mavi Cami' dedikleri Sultan Ahmet Cami 17. Yüzyıl başlarında inşa edilmiş bu büyük ve muhteşem yapının karşısına.