3 Gün ve Bursa
Kısa Bir Bursa Turu
Spontane Bir Yürüyüş
2021 mayısı. Henüz iki yıl önce yaşamaya başladığım şehri arkadaşım sayesinde turlamaya başlıyorum. Şehirler arası otobüs terminalinden şehir merkezine doğru şehrin yükselen binalarını izleyerek Heykele doğru ilerliyoruz. Gezi rehberlerini kontrol etmediğim için sağdan soldan duyduğum yerleri hem arkadaşıma gösterip hem de kendim görmek için başladık meşhur Cumhuriyet caddesini adımlamaya. Nostaljik tramvay, tarihi yapılar ve eski çınalar... Etrafa kısaca göz gezdirip fotoğrafladıktan sonra şehrin sembolü haline gelmiş olan Ulucami'ye vardık. Sizce camide en dikkat çekici şey nedir? Benim için cami içindeki hat yazıları ve ahşaptan yapılan şeylerin işlemeleridir. Ancak Burak için hiç öyle değil. Tahmin edin ne? Cami kapılarındaki brandalar lodostan uçup savrulmasın diye konulan kettlebelller. İnsanoğlunun eski çağlardan beri kullandığı bu ağırlık eşyası Antik Yunan'dan, Urartulardan günümüze neredeyse hiç değişmeden gelmiş. Daha sonra Bursa'ya gelip de görülmeden dönülmemesi gereken Hanlar bölgesinde kahvaltı için bir yer aradık ama nafile.
Malum salgından dolayı her yer kapalı. Atatürk Caddesi üzerinden biraz atıştırmalık alıp Yeşil Türbeye doğru ilerliyoruz. Setbaşına gelince bu yüksek köprünün üzerinde bir müddet durup şehir merkezini 3'e bölen iki çaydan biri olan Gökdere'yi izliyoruz. Bu akarsu Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini ayıran sınır. Biraz daha yürüyüp Yeşil Türbenin merdivenleri dışında tarihi çınarların koyu gölgesi altında kahvaltımızı yapıyoruz. Sabahın sessiz saatlerinde çevreyi gezip geldiğimiz yöne Setbaşı köprüsüne yönelip biri Bulgaristan, ikisi İtalya ve biri Türkiye'de olmak üzere dünyada 4 örneği bulunan çarşılı köprü Irgandı köprüsüne göz atıyoruz. Köprünün hemen sonunda bir çok genel kültür yarışmasına konu olan eski bir kuruluş mevcut "Gurabahane-i Laklakan". Dünyanın ilk hayvan hastanesi olarak biliniyormuş burası 1800'lü yılların başında yapılmış olan bu bina göçmen kuşların tedavisi için kullanılmış.
Daha sonra bölgeye adını veren Atatürk heykelinin hemen ardında bulunan Bursa Kent Müzesine giriyoruz. Daha önce buranın ücretli olduğunu hatırlar gibiydim ancak ücretsiz olmuş. Binanın bir kısmı Malik Aksel'in resim ve kişisel eşyalarının sergisine ayrılmış diğer kısım ise Bursa'nın Tarihine ait eserler; Fotoğraf makineleri, daktilolar, el arabaları, eski ev eşyaları ve bölümlerine ve 80'ler konseptine ayrılmış. 80'li yıllarda kullanılan bazı eşyalara 90'lı yılların çocuğu olarak yetişmiştim. Sakız, bisküvi, jetonlu telefon, Arko tıraş sabunu ki hala satılır. Yol yorgunluğunu atmak için grafitili duvarları olan dar sokaklardan yeniden aracımıza binip eve dönüyoruz. Günün yorgunluğuna ve haziran sıcağına yenik düşüyoruz öğle vakti.
Mudanya'ya Bakış
Uludağ ve Cumalıkızık
Teleferik |
Uludağ |
Cumalıkızık |
Yorumlar
Yorum Gönder